«
Akdamar Adası Manzara

AKDAMAR ADASINI GEZİYORUZ


Akdamar Adası
, bulunduğu konumla ilk başta insanların dikkatini çekmeyi başaran, eşliğinde ise yüzyılları aşarak yazdığı bu tarihle turizmcilerin ilgi odağı haline gelmiştir. Küçük ama gözleri doyuracak güzelliklere, dikkat çekici efsaneye, ilkbahar mevsiminde ağaçlarında tomurcuklanan bademlerinden tut kilisesine varana dek sahip olan kültürel zenginliğine şahit olacağız.
  

Akdamar Adası aslında Van ile Bitlis arasında kalmaktadır hatta Van Gölü’nün içerisinde birden fazla adayla yer almaktadır. Bunlar; Çarpanak Adası, Akdamar Adası, Adır Adası ve Kuş Adalarıdır. Akdamar Adası, aralarında yüz ölçüsüyle en büyük ikinci olan adadır. Diğerlerine nazaran çokça ilgi ve alakayı gören, turizm açısından ziyaret edilen yerdir. Çevresindeki ağaçların mevsimiyle birlikte fotojenik bir manzara yaratması hem Akdamar’a hem de kilisesine ayrı bir estetik kazandırmaktadır. Bu, turizme ilgisi olan insanları yeterince görseli bakımından da kendine çekmektedir.

Van Akdamar Adası

Pandemi sürecindeyiz, COVID-19 tedbirleri kapsamı altında yine seyahat edilme olanağı vardır. Hafta içi hizmet vermektedir ve kış ayları, yaz ayları olmak üzere belirli saatlerde giriş yapabilirsiniz. Hafta sonları ziyarete kapalıdır. Ücretlendirmesi ise güncel olarak 25TL civarındadır. İsterseniz turla birlikte motor yolculuğu yapabilir yahut kendi arzunuz ila tekne kiralayıp ulaşım sağlayabilirsiniz.
Nice tarihi Akdamar Adası’ndan ayrıntılı olarak bahsedersek adının bilindik bir efsanesi vardır. Zamanında bir Keşiş ile dillere destan güzelliği olan kızı, Tamara adlı Ermeni prensesi Akdamar Adasında yaşarmış. Çevre köylerde çobanlık yapan bir genç Tamara’ya aşık oluyor, her gece onu görebilmek ve buluşmak için adaya yüzüyormuş.

Akdamar Kilisesi

Tamara da yönünü bulabilmesi adına geceleri fener tutuyormuş. Babası Keşiş bunu öğrendikten sonra kızından feneri almış ve gece kıyıya indiğinde çeşitli yerlere ışığı vurmuş. Genç çoban, yüzerken sürekli yer değiştiriyor yönünü de bulamıyor. Tüm gücünü yitirdiğinde ise yorulan aşık ‘Ah Tamara!’ diye haykırıyor ve boğulmaya başlıyor.  Günümüze kadar gelen bu efsane, isminin nereden alındığına dair en yaygın dökümandır aslında. Eskiden Ahtamara diye anılan ada şu an ise dil evrimleşmesinden dolayı Akdamar Adası ismiyle anılmaktadır.

 

Birde Ermeni Kilisesi ile meşhurdur Akdamar Adası. Gevaş ilçesi sınırları arasında kalan yapı,  Orta Çağ Ermeni mimarisine sahiplik yapan Surp Haç Kilisesi veya Kutsal Haç Katedrali olarak bilinen Akdamar Kilisesi Kudüs den, İran’a kaçırıldıktan sonra I.Gagik’in emri vasıtasıyla Keşiş Manuel tarafından 915-921 yılları arası inşa edilmiştir.

Eşsiz yapıya sahip olmasının sebepleri bir nevi inşaatıdır. Kullanılan kızıl andezit taşları dış cephede öyle bir dizayn edilmiş ki, zengin bitki ve hayvan motifleri ile eşliğinde dikkat çekici özellik taşımaktaydı. Yanı sıra taş kabartmaları formunu korumuş anıtsal eser günümüze değin erişmiştir. Hatta taş kabartmaları kutsal kitaplarımız arasında yer alan Tevrat’dan izler taşımaktadır. Bununla birlikte günlük hayattan, av canladırmasına, saray yaşantısına varana dek bilgiler edinebilmektedir.

 

Öyle bir eserdir ki Ermeni Kilisesi, kabuğundan dahi bile olsa asırları, tarihi yansıtmaktadır. Planına bakılırsa merkezi bir kubbesi, dört yapraklı yonca biçiminde haç işaretine sahiptir. Kapıları ise güney ve batı taraflarında bulunmaktadır. İçeriye girdiğinizde, İncil ve Tevrat’dan alıntılar ile karşılaşabilirsiniz.  Hz. Meryem ve kucağında İsa, Adem ile Havva’nın cennetten kovulması, Samson Filistinli ikilisi, Hz. Davut ile Kral Goliat’ın mücadelesi gibi birçok sahnelere konu oluyor.

 

Zaman geçtikçe yılları arkasında bırakan Kutsal Kilise, doğal afetlerden tabii etkilendi. Var olan depremlerden dolayı hasar alan yapı restore edildi ve yeni bir görünüme sahip oldu. Bunun sonucunda Kutsal Kilise, Orta Asya Türk Sanatı etkilerini de üzerinde taşımakta. Kutsal Kilise de her yıl bir kez de olsa ayin yapılmaktadır. Bunun için yurt dışından yahut yurt içinden Ermeni vatandaşları gelir, Din adamlarıyla birlikte hoş sohbetler edip beraberinde mum yakalarlar, dua ederler.

Ayinlerini ise Maşalyanlar yönetmektedir. Dinlerini özgürce yaşayabilmektedirler. İbadet etmek üzere kilise daima açıktır. Fakat COVID-19 sebepleri nedeniyle bu yıl yapılacak olan ayin iptal edilmiştir.

Akdamar Adası hakkında bilmediğimiz veyahut keşfedemediğimiz o kadar çok gerçek vardır ki, hepsini incelemek ve irdelemek gerekmektedir. Tarih anlatılamaz ve bildiğimiz üzere tekrar yaşanılamaz bir olgudur. Doğayen harikayı ancak dokunarak ve hissetmek gerekir. Sonuca değinirsek eğer Kutsal Akdamar kesinlikle ziyaret edilmeli, kültürel açıdan zihinlerde yer edinmelidir.

 

Daha fazla gezi rotaları için “Gezi” kategorimize göz atabilirsiniz.

Bir Cevap Yaz

    admin Hakkında

    Bir Cevap Yaz

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *